Page 53 - Özel Çağın Göz Hastalıkları Hastanesi - E-Dergi (Sayı 14)
P. 53
v
Deyim ve atasözlerinde de durum farklı değil
“Ana gibi yar, Bağdat gibi Bir de yıkanan veya yeni tıraş değil “şeşhane”… Genelde
diyar olmaz” atasözünde olanlara söylediğimiz “saatler birbiriyle uyumsuz parçalar
kastedilen annelerimiz değil. olsun” var… Bu deyimi ilk ve kıyafetler için kullanılan
“Ana” kelimesi aslında “Ane” duyan her çocuk konunun deyimde “şeşhane” yanlış
ve Bağdat yolu üzerinde bir saatle ilgisini eminiz ki yıllarca algılanan iki kelimeden sadece
uçurumun adı. Bu durumda merak etmiştir. Doğrusunun biri. Eskiden içi düz bir boru
“yar” kelimesinin sevgili sağlık, esenlik anlamındaki gibi olan namlulara kaval
anlamında değil de uçurum “sıhhatler olsun” olduğunu deniyordu. Sonradan kavalın
anlamında olması cümlenin öğrenenler ciddi bir aydınlanma yerini altı adet yivli namluyla
anlamını kökten değiştiriyor. yaşamaktan kendini alamaz. nişan almayı kolaylaştıran
“Ateş olsa cürmü kadar yer Barış Manço notaları olmaksızın şeşhâneler (şeş: altı) aldı.
yakmak” deyimindeki “cürüm” söylemenin imkânsız olduğu Birbiriyle ilgisiz parçaların bir
de tam bir galat. “Cürüm” “fukaranın düşkünü, beyaz arada kullanılmasına, bu iki
(suç, hata) kelimesinin “cirim” giyer kış günü” sözüne silah arasındaki farka gönderme
(hacim, ebat) kelimesinin yerine gelelim… Aslında şarkıda galatı yapılarak “altı kaval, üstü
geçtiğini düşünürsek anlam değil doğrusu geçer ve Barış şeşhane” denmesi tesadüf
müthiş değişiyor. abimiz “zürefanın düşkünü, değil ama Şişhane tamamen
beyaz giyer kış günü” der. tesadüfen deyime dahil olmuş.
“Hatasıyla sevabıyla” “Zürefa” kelimesi zürafayı
deyiminde de galatı gayet hatırlatsa da “güzel, şık, çekici” “Kazın ayağı öyle değil”
anlamlı olan “savab (doğruluk, anlamına gelir ve “zarif” deyimindeki kaz da galat-ı
dürüstlük) kelimesi de anlamı meşhurluktan nasibini almış.
bambaşka bir boyuta taşıyor. kelimesinin çoğul halidir. Her ne kadar anlamı aynı kalsa
“İnce eleyip sık dokumak” da, deyimin aslı “Kaziye-i anha
“Sükût-u hayale uğramak” derken de akıllara un elemek
deyiminde sükût (sessizlik) öyle değil”. “Kaziye” (yargı,
yerine sukut (kırılmak, gelir. Halbuki “elemek” yerine hüküm, mantıkta önerme) ile
yün, pamuk gibi şeyleri iğ ile
parçalanmak) kelimesinin büküp iplik durumuna getirmek “anha” (o / onun) sözcüklerinden
geldiğini düşünün… anlamındaki “eğirmek” oluşan deyim “onun yargısı /
hükmü öyle değil” anlamına
Galatı meşhur olduğu sıklıkla kelimesini kullanırsak cümle geliyor.
dile getirilenlere de yer gerçek anlamına kavuşur.
vermeden geçmek olmaz. “Geçti Bolu’nun pazarı, sür Tedbiri elden bırakmamak
“Göz var, nizam var” deyiminin eşeği Niğde’ye” derken pazarı anlamını koruyan “su uyur,
doğrusunun “göz var izan var” geçen yer Bolu değil Bor yani düşman uyumaz” da bilinen
olduğunu, “izan”ın ise “anlama Niğde’nin ilçesidir. bir galat-ı meşhur zira uyuyan
yeteneği” anlamına geldiğini şey “su” değil “sü” yani eski dilde
birçok kez duymuş olabilirsiniz. “Altı kaval, üstü şişhane” asker…
Hikâyesi olan galat-ı meşhurumuz bile var
“Lafı uzatma, işi uzun tutma” zamanla Aydın havasına Hatta Türk sinemasının dönüm
demek için kullanılan “kısa kes, dönüşmesine böylece vesile noktalarından “Eşkıya” filminde
aydın havası olsun” deyiminde olmuş. de galat-ı meşhur bir kelime
geçen “hava” kelimesinin isim olarak seçilmiş. Zira “eşkıya”
aslında “aba” (kumaştan Tekil mi çoğul mu? “şaki”nin çoğulu ve “haydutlar”
yapılma üstlük giysi) olduğunu anlamına geliyor. Yani başrol
biliyor muydunuz? Geldikleri dilde çoğul anlama Şener Şen’i tarif ederken haydut
sahipken Türkçeye geçtiklerinde çetesi anlamında bir kelime
Bu cümle ile ilgili şöyle bir tekilmiş gibi düşünülüp kullanılıyor. Neyse ki galat-ı
hikâye anlatılır: çoğul eki alarak galat olan meşhur olduğu için hiçbir sorun
Balıkesir’e yolu düşen bir birçok kelime de var. Örneğin yok.
adam, yörenin meşhur aba “tüccar” kelimesi Arapça “tacir”
kumaşından bir elbiselik alıp kelimesinin çoğulu ama biz “İle” mi “İla” mı?
memleketindeki terzisine “tüccarlar” şeklinde daha En yaygın galatı meşhurlardan
diktirmek istemiş. Terzi, adamın çoğul hale getiriyoruz. Aynı biri de “ila” kullanılması gereken
ölçüsünü aldıktan sonra “Bu şekilde “hademe” (hizmetçiler) yerlerde “ile kullanımıdır.
aba hem üstlük hem de şalvar “hadim”in, “eşya” (şeyler, “İle” bağlacı benzer iki şeyi
dikmeye yetmez” deyince kızan nesneler) “şey”in, “evlad” bağlarken, Türkçeye Arapçadan
adamın “Yahu nasıl yetmez? (çocuklar) “veled”in, “akraba” geçen “ila” ise belirtilen sayıların
Eteklerini kısa kes, Aydın (yakınlar) “karib”in, “fukara” da dahil edildiği aralığı anlatır.
abası olsun,” sözü dilden dile (yoksullar) “fakir”in ve “evrak” Yani “Sayfa 1 ile 5’teki soruları
dolaşmış. Aydın zeybeklerinin (sayfalar) da “varak”ın çoğulu cevaplayın” demek ile “Sayfa
giydiği kısa ceketleri kasteden olmasına rağmen dilimizde tekil 1 ila 5’teki soruları cevaplayın”
adam, ünlü Balıkesir abasının anlama geliyorlar. demek tamamıyla farklıdır.
51