Page 63 - Özel Çağın Göz Hastalıkları Hastanesi - E-Dergi (Sayı 14)
P. 63

v



                Yüksek ideallere sahip projenin

                tarihsel arka planı da önemli

                                                                                        Cumhuriyet’in ilk
                Genç erkek nüfusunun ciddi      yer terk edilmişti. Topraklar
                bölümünü yitirmiş savaş         ekilip biçilemiyordu, tarlalar          yıllarında üretim
                yorgunu Cumhuriyet’in           kaderine terk edilmişti. Türkiye        temelli bir modelle
                öncelikleri arasında üretim     tarım ülkesi olmasına rağmen            toplumu mezradan
                temelli bir modelle toplumu     buğdaydan, şekere, patatese             başlayarak
                mezradan başlayarak             kadar birçok ürünü ithal                kalkındıracak
                kalkındıracak adımlar           ediyordu.                               adımlardan biri
                atılmalıydı.                                                            İdeal Cumhuriyet
                                                Tarımsal üretimin büyük
                Dörtte üçü kırsalda yaşayan                                             Köyü projesiyle
                ülke insanı tükenmiş, çaresiz   oranda düştüğü Anadolu’da               atılabilirdi.
                halde açlık ve sefaletle        yaşayanların geleceği bu
                mücadele ederken bu hiç de      sahipsiz topraklara bağlıydı.
                kolay olmayacaktı. Köylerin     Teknik ve mesleki bilgiden,
                merkezlerden hayli uzak         beceriden mahrum olan
                kalması çağın gerisinde         insanımız, dededen kalma
                kalınmasına neden oluyordu.     yöntemlerle yürüttüğü tarımsal
                Köylerin tertibi bozulmuş, yer   faaliyetlerden verim alamıyordu.























                Toprağına hükmeden köylü


                Fiziki imkânsızlıklar bir       yapılacaklar üzerine düşünürdü.
                yana asırlık feodal düzenin     Milleti vahim durumdan
                doğal sonucu olarak halk        kurtaracak çareler bulunmalıydı.
                toprak ağalarının malı olarak   O, ulusun çekirdeğini oluşturan
                görülüyordu ve şeyhlerin,       köylünün ve ana hayat
                mollaların oyuncağı             damarları konumundaki
                durumundaydı. Oysa öz           köylerin kalkınmasının
                varlığı esir alınmış, emeği     yadsınamaz bir gerçek
                ve kıt kaynakları sömürülen,    olduğunu görüyordu. Ne var ki
                üzerinde yaşadığı toprağa       köyler nüfus bakımından büyük
                sahip olmayan köylü, oyuyla,    yükü taşısa da ne ekonomik
                sesiyle ve sözüyle yeni kurulan   ve ticari hayatta ne de kültürel,
                cumhuriyetin kaderini bizzat    bilimsel sahalarda varlık
                tayin etmeliydi. Bu, her şeyden   gösterebilecek haldeydi.
                evvel kendi yurdundaki
                boyunduruğu kırmasıyla          Nitekim sonraları devrimin
                mümkün olabilirdi. Yolu açacak   sloganlarından biri haline
                olan Cumhuriyet devrimleri,     gelecek olan “Köylü, milletin
                Atatürk’ün fikri önderliğinde bir   efendisidir” sözü de Atatürk’ün
                bir gerçekleşirken, yükselmenin   bu duygu ve düşüncelerle 1922
                asli unsurları olan eğitim ve   yılında yaptığı Büyük Milet
                kalkınma her şartta öncelikli   Meclisi açılış konuşmasında
                konumdaydı.                     geçer. Burada Ulu Önder, üretici
                Atatürk elverdiğince memleketi   olan köylüyü yüceltmiş, saadet
                dolaşır, mezrada yaşayan        ve servete herkesten çok onların
                insanımızın derdini dinler ve   layık olduğunu bildirmişti.
                                                                                                                61
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68