Page 39 - Özel Çağın Göz Hastalıkları Hastanesi - E-Dergi (Sayı 7)
P. 39

İKİ DÜNYA ARASINDA

          AKCİĞER







           Geleneksel Çin, Hindistan ve doğu   tanımlanan kan, akciğer alveollerinde
           toplumlarıyla beraber Antik Yunanlılar,   temizlenir. Kanın oksijen açısından
           soluduğumuz havanın ruhlar ya da   zenginleşmesi ile ortaya çıkan
           farklı enerjileri (çi-prana vb) taşıdığına   karbondioksit, solunum vasıtasıyla
           inanırlardı. Bu inanış doğrultusunda,
           neredeyse tamamı havadan oluşan    dışarı atılır. Oksijenlenmiş kan ise
           ve vücutta yoğunluğu en az organımız   kalp sayesinde bedenin
           olan akciğerlerimizin, fiziksel dünyayla   diğer bölgelerine
           spiritüel dünya arasında bir bağlantı   gönderilir.
           kurduğuna kanaat getiriliyordu.
           Antik dönem insanlarının akciğeri bu
           şekilde tanımlamalarına şaşırmamak
           lazım. Dokuları oldukça ince olan bu
           organımızın içindeki zarlar, ağaçların
           dallarını ve yapraklarını andırırlar. Tıpkı
           ağaçların havadaki karbondioksiti
           alıp dışarıya oksijen vermeleri gibi
           akciğerlerimiz de havadan oksijeni
           alıp dışarıya karbondioksit verir. Bu
           bağlamda Nors kültüründen Türk
           mitolojisine kadar, dünyanın her
           bölgesinde göreceğimiz yaşam ağacı
           sembolizması da akciğerlerle eş
           tutulmuştur.
           Göğüs boşluğunda yer alan ve göğüs
           kafesiyle korunan akciğer, kalple beraber
           bu bölgeyi doldurur. Sağda üç, solda
           iki olmak üzere beş lobtan oluşan
           akciğerin sol bölümünün daha az loba
           sahip olmasının nedeni kalbin burada
           bulunmasıdır.
           Akciğer genel olarak, hava, kan, sıvılar
           ve dokudan oluşur. Süngerimsi yapısı
           nedeniyle hacmi nefes alışımıza bağlı
           olarak değişkenlik gösterir. Soluk
           aldığımızda burun ve ağızdan giren
           hava, yutak, gırtlak, nefes borusu
           ve bronşlardan geçerek akciğerdeki
           alveollere girer. Toplardamarlarla
           akciğere giren ve karbondioksit oranı
           seviyesinden dolayı kirli kan olarak







                                                 Oldukça kritik görev üstlenen   ve dişlerde sararma da sigaranın
                                                 akciğerin yapı ve işlevlerinin   zararlarından sadece birkaçıdır.
                                                 korunmasındaki en büyük engel   Gebelikte içilmesi halinde ise erken
                   EN BÜYÜK                      sigaradır. Sigara; astım, kronik bronşit,   doğum, bebekte gelişim bozuklukları
                   DÜŞMAN                        amfizem gibi akciğer hastalıklarının   ve anne sütünün kesilmesine yol açar.
                                                 yanı sıra kanser kaynaklı ölümlerde
                                                 dünya genelinde birinci sırada yer   Sigaranın etkisi içen kişiyle de sınırlı
                                                 alan akciğer kanserine de neden olur.   değildir. Sigara dumanına maruz
                                                 Kalp ve damar hastalıkları; gastrit,   kalan insanlar ve özellikle çocuklarda
                                                 ülser ve mide kanseri; ciltte sararma,   zatürre ve bronşit gibi hastalıklar
                                                 kırışıklık, cilt kanseri; ağız kokusu   sıklıkla görülür.


                                                                                                                37
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44