Page 25 - Özel Çağın Göz Hastalıkları Hastanesi - E-Dergi (Sayı 13)
P. 25
v
motive eden şey güç istencidir ediyor çünkü. Ama kişi her duyarsın” diyor. Ben “duymak
çünkü idealize ettiği kişi gibi an özgür. Logoterapide insan istemediğin” kavramını
davranmak ister. Güç istenci “Neden varım sorusunun altını anlamamıştım. O otorite
ketlendiği zaman da kompleksler doldurmak için sorumluyum. “herhalde nevrotik insanlar
oluşur” diyor. Frankl ise “İkisine Benden başka kimse yapamaz normal insanlara göre daha çok
de hak verdiğim zamanlar bunu” demeye yönlendiriliyor. sorumluluktan kaçarlar” dedi.
oluyor ancak insani boyutu da Anlamını keşfettikten sonra
ekleyerek, ikisini de kapsayan ne Dolayısıyla psikoterapide duygu insanlar onu gerçekleştirme
var?” diye soruyor. ve düşünceler ön planda. sorumluluğunu üstlenmezler. O
Logoterapide ise danışana yüzden logoterapi uzmanı için
Siz bunları anlatırken, haz tinsel yetkinliklerinin farkına sürecin en zor kısmı, danışanına
ve gücün insanı kukla gibi varıp onları kullandırarak anlamını keşfettirdikten sonra
oynattığı ancak Frankl’a semptomlarını azaltmayı kişinin o sorumluluğa adapte
göre o kuklanın esas özne hedefliyoruz. İnsanın insan olmasını sağlamak, onu başına
olmaktan kaynaklanan vasıfları
olduğu gibi bir görüntü ile yaşama karşı motive olması gelene cevap verebilir hale
canlandı aklımda. için çalışıyoruz. getirmek.
Evet kesinlikle. Frankl diyor ki: Anlam arayışı Peki davranış değişikliği
“İnsanı silindir gibi düşünelim. varoluşsal kaygılardan hedefleniyor mu?
Onu Freud’un söylediği gibi kaynaklanıyorsa bu duruma Tutum değişikliği hedefleniyor.
sadece haz istenciyle motive Tutum değişince bir sürü
olan bir organizmaya indirgeyip psikolojik sıkıntı demek davranış değişiyor.
yukarıdan bakarsam aşağıda bir doğru olur mu?
yuvarlak görüyorum. Adler gibi Modern psikoterapi bu durumu Ne tür psikolojik
‘insan güç ile motive olan sosyal “hastalık” olarak algılıyor. rahatsızlıklarda logoterapi
bir varlıktır’ dersem, bu yuvarlağı Psikiyatra gittiğiniz zaman ilaç olumlu sonuçlar verir?
yana doğru yansıtıyorum ve dahi yazıyor. Frankl eskiden
görüntü dikdörtgen oluyor. insanların varoluşsal sorunları Fobiler, kaygılar, Obsesif
Ama insanı en motive eden için din adamlarına gittiğini Kompulsif Bozukluk (OKB),
şeyler olan anlam, değerler söylüyor. Bu sorunlar için doktora uykusuzluk, psikosomatik
ve insani vasıflarıyla birlikte gidilmesini tuhaf karşılıyor. Ona hastalıklar, depresyon gibi
ele alırsam, görüntü silindir göre doktor felsefi sorunlardan rahatsızlıklarda olumlu sonuçlar
halini alıyor” diyor. “Sizi motive anlamayacağından çare de verir. Bunun dışında varoluşsal
eden şey nedir?” sorusuna bulamaz. Hayat nedir, anlam sorunlardan kaynaklanan
Freud ve Adler’in cevaplarında nedir gibi soruların muhatabı rahatsızlıklara çözümler
dürtülerden kaynaklı bir neden doktor olamaz. geliştirmek de mümkün. Çünkü
sonuç ilişkisi var. Ancak Frankl’da çözmediğiniz zaman onlar da
“seçim” olduğu için iradi bir Ama logoterapide sağlık patolojiye yol açıyor. Bir de
sonuç var. Halbuki dürtüler kavramı farklı. Bu yaklaşımda bence en özel olan tarafı hayatın
seçilebilir şeyler değil. “patoloji” diye bir şey, başarı trajedisi ile karşılaşmış insanlara
ya da başarısızlık yok. Bir iyi gelmesi. Mesela kansersiniz
Peki psikoterapi geçmişi, uçta “umutsuzluk” diğer uçta ve ömrünüzün kısa olduğu fikri
logoterapi geleceği ele “mücadele” var. gerçeklik kazanıyor. Logoterapi
alıyor diyebilir miyiz? de hayatınızı daha kaliteli
Özetle; Frankl’ın psikoterapi sürdürmek için anlam arayışınıza
Ondan çok daha temel bir fark dünyasına katkısı, bu sürecin yardımcı oluyor.
var aslında. Logoterapi diğer insancıllaştırılmasıdır. Ama bu,
ana akım psikoterapi yani klinik “insana yumuşak davranayım” Hayatın trajedileri yani acı,
kuram ve psikiyatrik yaklaşımlara çabası değil. Zor koşullar altında suçluluk ve ölüm gibi…
antitez ya da alternatif değildir. da insanın insanlığını nasıl
Tamamlayıcı bir niteliği vardır. yaşayabileceğine dair cevaplar Evet doğru. Acı, kayıpla ilgili.
Psikoterapi, danışanı klinik arar. Suçluluk geçmişte anlamlı ve
nesne olarak görür ve sorunun anlamsız hareketin arasında
kaynağını araştırır. Logoterapide Frankl, “anlam reçetesi kalıp anlamsızı seçmiş olmak.
ise insanın insanlığına yoktur” diyor. Dolayısıyla Ölüm de aslında varoluşumuzun
odaklanıyor, onu klinik vakanın seanslarda danışanlara geçici bir varoluş olduğu
ötesinde, “ontolojik” olarak ele reçete sunulmuyorsa nasıl gerçeğini fark etmek.
alıyoruz. bir süreç izleniyor? Anlamı bulmanın psikolojiyi
Freud’a kadar nevroz denen Reçete aynı zamanda bir ayakta tutmanın ötesinde,
bütün patolojilerin nedeni hep diktedir. Logoterapide ise anlamı genel sağlık için de kuvvet
organlarda aranmış. İlk defa keşfetme ve sorumluluğu verici yanı var mı?
Freud bu duruma yeni bir boyut üstlenme yolculuğu, kişinin
ekliyor ve adına psişe diyor. kendisinin belirlediği bir süreçtir. İster fizyolojik, ister psikolojik,
Duygu ve düşüncelerin de isterse tinsel boyutta olsun bir
hastalık yaptığını söylüyor. Viyana’daki ünlü bir otoriteden boyuttaki sorun tüm boyutları
dinlediğim bir örneği etkiliyor. Onu çözdüğünüz
Frankl da buna insani boyut paylaşayım... Bir psikanalist, zaman diğer boyutlardakiler
ekliyor. Almancası geist, Frankl’dan logoterapinin de çözülüyor. Kanser nedeniyle
Türkçesi tin. İnsanın insanlığı psikanalizmden farkını bir bacağı kesilen bir hastanın
nedir, tinin özelliği nedir gibi cümleyle anlatmasını istiyor. psikolojisi kaçınılmaz olarak
sorularla çalışıyor. Bize göre Frankl da ondan psikanalizi bir etkilenir. Ancak Frankl’ın
insanın insanlığı ele alınmazsa cümlede anlatırsa yapacağını öğretisinde şöyle bir detay var:
o psikoterapi eksik kalıyor. söylüyor. Psikanalist “bir divana Tinsel boyutunuzda öyle bir yer
Hatta psikoterapide kişiye “sen uzanırsın ve kendini anlatmak var ki o, koşullardan bağımsız
şunu şunun için yapıyorsun” istemediğin şeyleri anlatırken bir sağlık kaynağı sunuyor.
denirse ona yeni bir nevroz bulursun” deyince Frankl Hiçbir şey ona dokunamaz. O da
ekleniyor. “Bunu bunun için “Logoterapide dik oturursun insanın insanlığı yani insanlık
yapıyormuşum” diye kabul ve duymak istemediğin şeyleri onuru.
23